Muhammed Abdüssalam, Nobel Ödülü, Bilim ve Din

Muhammed Abdüsselam ve Nobel ödülü kayipsehir48
Muhammed Abdüsselam

Muhammed Abdüsselam ismini belki daha önceden duymuşsunuzdur, belki de ilk defa duyuyorsunuzdur. Burda wikipedia tarzında hayat hikayesini vermiyeceğim tabiki. Merak edenler http://tr.wikipedia.org/wiki/Abdus_Salam adresinden bakabilirler hayat hikayesine.

İslam dünyasında bilim 8-13 yüzyıllar arası tavan yapmış, bu dönemde yetişen bilim adamları yazdıkları eserler ile  batı dünyasını aydınlatmıştır.Bu bilim adamlarından bir kısmı matematik ile, bir kısmı kozmoloji ile, bir kısmı Fesefe ile bir kısmı kimya ilimiyle uğraşmışlar ve kendi alanlarında bilimin öncüleri olmuşlardır. Ayrıyeten Antik Yunan eserlerini de Arapça'ya çevirmişler ve bu eserlerin daha sonra batı medeniyetine geçmesinde başrol oynamışlardır.Zaten tarih kaynaklarında bu döneme İslamın Altın Çağı şeklinde geçmektedir.İslam dünyasının bu döneminde bilime sahip çıkılmış, bilim ile dinin birbirine ters olmadığını bir dine inanmanın bilim yapmaya mani olmadığını çok güzel şekilde göstermişlerdir. Onlar Allah'ın gönderdiği dini ve kitabı sadece bir ahlak kitabı olarak görmemişler, Kuran'da yüzlerce ayette geçen evrenin ve yaşamın varoluşu ile ilgili akletmeyi, kendi çalışmalarına yansıtmışlardır ve bu ayetlerin hükmünü yerine getirmeye çalışmışlardır.Bu bilim adamlarının oluşturduğu eserler ise daha sonra batı dünyasında ders kitabı olarak işlenmiş ve  batıda gelişecek olan bilimin alt yapısını oluşturmuşlardır. Amerikalı bir yazar olan Howard Turner " Ortaçağ İslamında Bilim" adlı kitabında şu sözlerle bu dönemi ifade etmiştir " Müslüman sanatçılar ve bilim insanları prensler ve işçilerle birlikte benzersiz bir kültür yaratmıştır ve bu kültür doğrudan ve dolaylı olarak her kıtayı etkilemiştir" diyerek bu dönemin dünya medeniyetleri üzerindeki önemini işaret etmiştir.

Hatta bu dönemde çıkan bilim kadınları Meryem El Usturabi, usturlab'ın geliştirilmesinde çok önemli katkıları olmuş, Fatıma El Fihri Fas'da hala aktif olarak çalışan dünyanın ilk üniversitesi kabul edilen  Al-Karaouine  üniversitenin kuruluşuna imza atmıştır.
Fatima Al Fihri, Al-Karaouine universty kayipsehir48
Fatima Al Fihri


Peki böyle şaşalı bir dönemden nasıl oluyor da İslam medeniyeti bilim'de bu kadar gerilere düşüyor ? Aslında bunun bir çok sebebi muhakkak vardır ama sebep olarak gösteremeyeceğimiz tek şey Allah'ın gönderdiği din ve kitap Kuran'dır. 9-13 yy. arası din aynı din gönderilen kitap aynı kitaptı. Fakat o dönemde yukarıda belirttiğimiz gibi Kuran sadece bir ahlak kitabı ve ibadet kitabı olarak görülmemiş, içinde geçen aşağı yukarı 700 ayette belirtilen akletme, aklı kullanma ile ilgili ayetlerin hükmü de yerine getirilmeye çalışılmıştır. O dönemde yetişen Meryem El Usturabi, Fatima El Fihri gibi bilime önem veren kadınlardan şimdi Suudi Arabistanda ehliyet bile alamayan kadınlara bir gerileyiş gerçekleşmiş. Kuran duvarlara asılan bir kitap haline gelmiş, islam sadece namazdan oruçtan, kurbandan, ahlaktan ibaret bir din haline gelmiştir. Bugün bilim insanları bir yıldıza uzay aracı indirirken, bununla dalga geçen, uzaya gideceğinize namaz kılın, öbür dünyada sana namaz lazım diyen hacı hoca tayfası da islamın temsilcisi gibi kendilerini görmektedirler. Haşa namaz, oruç, kurban gibi ibadetleri küçümsemek ve onları önemsizleştirmek için söylemiyorum tabi bunları, ama ibadet ayetlerinin hükmü yerine getirilirken, Allah'ın indirmiş olduğu ;

Aklı ve gönlü işletenler o kişilerdir ki, ayakta, otururken, yan yatarken hep Allah'ı zikrederler; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler: "Ey Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Şanın yücedir senin. Ateş azabından koru bizi." ( Ali İmran, 191 )


"De ki: "Yeryüzünde dolaşın da yaratılışın nasıl başladığına bir bakın. İleride Allah öteki oluşmaya da vücut verecektir. Allah, her şeye Kadîr'dir." ( Ankebut, 20)

"Allah, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır." (Yunus, 100)

gibi daha yüzlerce ayetin hükmü nasıl yerine getirilecektir ? 

Muhammed Abdüssalam, İslamın Altın Çağın'da yaşamış bilim adamlarından yüzyıllar sonra yaşamış  Pakistanlı bir bilim adamı. Teori fizik alanında yaptığı çalışmalarında yukarıda verilen ayetlerin hükmünü de yerine getirmiş bir islam bilim adamı. Hiçbir zaman inancını saklamamış ve hatta Türkiye'de verdiği bir konferansta şu sözlere yer vermiştir;

"Sizden hep, konuşmasına Allah'ın ismiyle başlayan bir ilim adamının var olduğunu hatırlamanızı isterim. Bunu sadece burada (İstanbul'da) yapmış değilim. Batı'da, nerede olursa olsun, konuşmama hep besmele ile başlamışımdır. Böyle konuşmamdan, onlar da memnun oluyorlar. Bu, benim için bir ümit kaynağı."

20. yy. da yaşamış en önemli Fizikçiler'den biri olan Abdüssalam bize İslam'ın içinde bilimin çatışmadığını, bilim yapmanın islama bir engel teşkil etmediğini tam tersine İslam'ın bir hükmü olduğunu kendisinden yüzyıllar önce yaşamış bilim adamlarının yaptığı gibi İslam dünyasına göstermiştir. Fizikte Elektromanyetik kuvvetle zayıf nükleer kuvveti birleştirerek ve bunu standart modelde varolduğuna inanılan ama deneysel olarak gözlemlenememiş higss bozonunu kullanarak gerçekleştirmiş ve bu fikri 2011-2013 yılları arasında Higgs bozonunun ( Tanrı parçacığı) deneysel olarak bulunmasında önemli bir güven noktası oluşturmuştur. Abdüssalam 1979 yılında Nobel Ödülüne layık görülmüş, Nobel ödülünü almak için çıktığı sahneden bütün bilim dünyasına şu ayetleri okuyarak seslenmiştir.....

"Rahman'ın yaratışında her hangi bir kusur bulamazsın. Bakışlarını yönelt de bak; herhangi bir çatlak görebiliyor musun? Sonra tekrar tekrar bak; bakışların usanmış ve yenilmiş olarak sana döner." ( Mülk,3-4)






Yorum Gönder

0 Yorumlar