Paylaşamadıklarım



Duygularıma tercüman olan kelimelerin eksikliğini hisseder oldum. 

Anlaşılmayışın, anlamsızlaşmanın varlığının acısını çeker oldum. 

Paylaşmadıklarım var benim, paylaşamadıklarım… 

Korkularım var, korktuklarım.

 Sözlerim var söylenmemiş, sözlerim var dile gelmekten kaçmış. 

Başını alıp gidişlerim var, başımı verip kalmışlıklarım.

 Gitmelerim anlamsız, kalmalarım anlamsız. 

Bakışlarım var manasız, bakışlarım var ıssız. 

Terk ettiklerim var mutsuz, terk edebilenler ne mutlu. 

Yalnızlığım var bensiz, yalnızlık var sensiz. 

Uykularım var sessiz, uykularım bazen gecesiz.

Kelimeler var bir de albayım, hani o her anlama gelmeyen kelebek.

Mutsuzluğum var, o da mutsuz, mutluluğum var umutsuz.

Umutlarım var geleceği olmayan, unutlarım… yarası kapanmayan.

Her şey var, hiç bir şey yok.

Hiçlikten varlık, varlıktan hiçlik.

Duygusuz bir mantık, mantıksız bir duygu.

Sıkılmışlıklarım var bir de, bir de çok sıkılmışlıklarım.

Noktalarım var cümle başında, soru işaretlerim hep cümle ortasında.

Peki cümleler Oğuzcum, cümleler de bazı anlamlara gelmiyor mu ?

Bozuk anlatımlarım var mesela, anlatısı bozuk masallarım.

Anlam bulmayan cümlelerim, anlamsız cümlelerin…

Parmaklıkların iki tarafındayım, bir tarafım Waldo, bir tarafım Henry.

Neden oradayım, neden burada değilim ?

Ne düşündüğümü yapabiliyorum, ne yaptığımı düşünebiliyorum. 

Yoruldum artık, yorgunluklarım da var.

Tutunamadıklarım, bir de Tutunamayanlar var.

Hepsi Tehlikeli Oyunlar.

Kötü resim gerçekten asılmaz mı Selim ?

Var işte kötü resimler duvarım.

Artık ben iç dünyama dönüyorum,

Orada hayal kırıklıklarım yok.

Zaten yanlışlıkla çıkmadık mı bu sahneye Henry ?

Ne farkeder efendimiz, paylaşamadıklarımızdan sonra…..

Yorum Gönder

0 Yorumlar