3. Kavimler Göçü

         


        Selam millet, bloğuma hoşgeldiniz, nerede olduğunu bilmediğim abone ol butonuna tıklayarak bloğuma abone olup, çıngıraklı zile tıklayıp, en son yazılarımdan haberdar olabilirsiniz. Ehehe. Şu verdiğim bağlantıdan ( ahanda bağlantı ) blogdaki son yazım Özgür İrade, Facebook ve Bilal Gates’in Çipleri adlı yazıma ulaşabilirsiniz. Zira bundan sonra yazacağım kısımların daha iyi anlaşılması için bir ön bilgi niteliğindedir.  

        Bundan bir kaç hafta önce whatsapp’ın yeni kullanıcı sözleşmesini yayınlaması üzerine, 3. Kavimler göçü de başlamış oldu. Avrupa’ya seyahat ettiğinizde pasaport kontrolünde Avrupa vatandaşları bölümü vardır, orada genelde az sıra olur, ve işlemler bir kaç dakikada hallolur. Bir de  Others bölümü vardır, yani avrupa birliği vatandaşı olmayanlar için, orada da annenizin kızlık soy ismine kadar sorarlar. İşte o  Others insanları 3. Kavimler göçünü başlatan güzel insanlar. ( Others deyince de durduk yere Lost dizisi geldi aklıma, sizin yapacağınız finalin ehehe...) Zira Whatsapp’ın kullanıcılarından kabul etmesini istediği sözleşme Avrupa birliği ülkelerini değil, diğerlerini kapsıyordu. Çünkü Avrupa birliği Facebook’a whatsapp’ın gizlilik anlaşmasından kaynaklı 110 milyon Euro cezayı çok daha önceden kesmişti bile. Bir nevi önleyici rehberlik hizmetlerini kullanmıştı. Hal böyle olunca, bir sabah uyandığınızda Telegram uygulamasında 150 tane bildirim, Bakkal Mehmet Amca Telegrama katıldı, Ciğerci Rıza telegrama katıldı, Mobilyacı Suat abi telegrama katıldı ... Ve herkesin ağzında aynı fısıltı. “ Bilgilerimizi çalacaklarmış” Ehehehe. Gülüyorum, ama gülmemin sebebi elbette ne olup bittiğinden haberi olmayan bu insanlara değil. Kitleleri idare etmenin en etkili yolu, onlara korku yaşatmaktır. Korkan insana kolayca umut satarsın, korkan insanı istediğin gibi yönlendirirsin. Hitler’in tüm Almanya’yı sadece ikna yeteneği ile peşinden sürüklediğini söyleyemezsiniz, hatta bu söylem gayet de komik olur. Ya da Orwell’ın 1984 romanında Big Brother’ın insanları nasıl korkutarak yönettiğini düşünün.Korkunun kitleler üzerinde ne kadar etkili olduğunu sadece şu Whatsapp sözleşmesinin gündeme geldikten sonraki yaşananlara bakarak çok rahat anlayabilirsiniz. Bakkal Mehmet Amca’nın korkusu da bilgilerinin çalınmasıydı. Çünkü Whatsapp’ın bu yeni sözleşmesini yayınlaması üzerine, aniden bu korku salındı ortalığa. Oysa Whatsapp yıllardır yaptığı şeyi yasal bir zemine oturtma niyetinde. Whatsapp’ın Facebook tarafından satın alınmasından sonra zaten bir güvenirliği kalmamıştı. İş yine döndü dolaştı Facebook ve Zuckerberg abimize geldi. O yüzden en son yazdığım yazıyı okumadıysanız muhakkak okuyun. 

            Bu sözleşme maddelerinin birinde Whatsapp’ın  bilgileri Facebook ile paylaşabileceği yönünde. Yani sizin Whatsapp profil bilgilerinizi Facebook için de kullanabilecek. Bu, sizin yazışmalarınızı sayfa sayfa Facebook’ta yayınlayacak anlamına gelmiyor. Atıyorum whatsapp rehberinize eklediğiniz bir kişi, Facebook’a girdiğinizde karşınıza arkadaş önerisi olarak gelebilecek. Buna benzer bilgilerin aktarımı gibi. Zaten iki farklı uygulama, aynı şirkete ait olduğu için, bunları birleştirse de birleştirmese de, o bilgiler yine onların ellerinde. Gelelim insanların en çok korktuğu olaya; mesajlarımızı okuyacaklar. Bildiğim kadarıyla sohbetlerdeki uçtan uca şifreleme zımbırtısı kaldırılmayacak. Bu da demek oluyor ki, mesajlar sadece mesajlaştığınız kişi tarafından görülebilir. ( bize söylenen öyle ehehehe ). Önceki yazımda bahsettiğim gibi,ortada  çalınacak bir bilgi varsa, bunları istedikleri gibi ele geçirebilecekleri gücün kendilerinde olmaları. Yoksa bizim Cuma mesajlarımızdan bir yere varamazlar. Burada adil olmayan durum, Avrupa birliği ülkeleriyle çifte standart uygulanması. Whatsapp, Facebook,Instagram, buraya girdiğiniz her veri bir şekilde kaydedilecektir. Big Data olayından bahsetmiştim. Hatta internet üzerinde yaptığınız her işlem, her tık bir şekilde iz bırakmaktadır. Karda yürümek gibi, o ayağınızın izi mutlaka kalacak. Ve size ulaşmak istediklerinde, hiç bir zaman fazla uzağa gitmiş olamayacaksınız. İstedikleri an sizi bulabilecekler. Telegram benzeri programların da Whatsapp’dan aşağı kalır yanının olmadığını bilin. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmayın. İçimiz rahat olsun, güvenli bir mesajlaşma programı olsun diyorsanız da içlerinde en güvenilir olanı Signal mesajlaşma programıdır.




Yukarıda mesajlaşma programlarının güvenlikleri ile ilgili detaylı analiz yapılmış. İngilizcesi olanlar Şu adresten detaylı olarak inceleyebilirler.

        Şimdi gelelim Whatsapp bunu neden yapıyor ? 

Cevabı Napolyon versin “ Para, para, para “ ehehehe. Whatsapp Facebook tarafından satın alındıktan sonra Zuckerberg’in en çok istediği şey, bir şekilde whatsapp uygulamasına reklam yerleştirebilmekti. Çünkü milyarlarca insanın kullandığı bu programdan akan suyun boşa gitmesini istemiyordu. Bunu bir şekilde gerçekleştirememesinin sebebi ise Brian Acton denen bir abimiz. Brian Acton, Whatsapp’ın kurucusu, ve Facebook’a 19 milyar dolara satan kişinin kendisi. Whatsapp’ı Facebook’a sattıktan sonra orada Whatsapp’ın geliştirilmesi için işe başladı bir de . He işte bu abimiz, Zuckerberg’in bu reklam ve data işlemlerine hep karşı durmuş, Whatssapp’ın güvenilirliğin sarsılmasını engellemiş. Sonra bu görevinden istifa etmiş, ve bugün Signal mesajlaşma programının geliştirilmesi için mesaisini harcamakta. Güvenlik konusunda Signal mesajlaşma programını bu adamdan dolayı bile kullanabilirsiniz.

      Bilgilerimiz çalınacak korkusu ? 

      Bunun için de endişelenmenize gerek yok. Çünkü çalınmak için ortada gizli bir bilginin olması gerekir. İnternet kullanıyorsanız zaten öyle bir bilginiz de yok demektir. Çünkü küçük küçük bütün bilgilerimizi biz kendi ellerimizle dağıtıyoruz zaten. Mesela ben Mavi’den alışveriş yaptım, mavi kart alırsam alışverişimin daha ucuz olduğu söylendi, Mavi kart aldım. Kartı alırken oraya bilgi verdim, isim soyisim, adres, telefon numarası vs. Ne oldu ? Kendi ellerimle bir data sunmuş oldum. Alışverişlerimi bu kartla yapmaya devam ettim. Mavi firması benimle ilgili yaptığım alışverişlerden bir profil oluşturdu, en çok ne satın alıyorum, neleri tercih ediyorum. En çok kot alışverişi yaptım diyelim. 3-5 gün sonra tak mesaj, “Yeni Sezon Kotlarımızda büyük indirim.” Bakın bu çok küçük bir örnek, alışveriş sitelerinde, bankacılık sistemlerinde, resmi sitelerde hepsinde o çalınacak diye korktuğumuz bilgilerimizi, kendi ellerimizle giriyoruz zaten. Mesela bu sitelerde bir sürü üyelik sözleşmesi onayladınız, hangisini okudunuz, incelediniz ? Neye tamam dediğimizi bilmiyoruz bile. Bundan bir kaç gün önce telefonum çaldı, açtım bir yatırım danışmanlığı şirketi. Telefon numaramı nereden buldunuz diye sordum ? Herhangi bir bankada yatırım işlemi yaptınız mı diye sordu, ben de yaptığımı söyledim. Bizim sistemimize otomatik düşüyor dedi. Benim iznim olmadan bunu nasıl elde edebildiklerini sordum cevabı çok kısa verdi. Para. Evet banka benim iletişim bilgilerimi satmış oldu. Mail kutunuza bakın, hiç alakanız olmayan yerlerden mail gelir, hiç alakanız olmayan yerlerden telefonunuza mesaj gelir. Adres bilgileriniz, telefon bilgileriniz, mail bilgileriniz, annenizin kızlık soy ismi, ilkokulda en çok sevdiğiniz öğretmenin ismi vs.... Bilgilerimiz çalınacak kısmındaki bilgilerimiz işte bunlardır. Bilgilerimiz çalınacak deyince insanların aklına hemen banka hesap numaraları, kredi kartı numaraları geliyor. Gerçi o bilgileri de kendi ellerimizle giriyoruz zaten alışveriş yaparken ehehe. “Bilgilerimiz çalınacak mı ?” Sorusundaki bilgilerimiz işte bunlar. Bunları da zaten çalmalarına gerek yok, biz kendi ellerimizle sunuyoruz. Önceki yazımda söylemiştim, dünyanın düzenini dizayn eden bu insanlar, çip takmak isterse insanlara, bunu zorla yapmazlar, insanlar gider gönüllü bir şekilde taktırır o çipleri demiştim. Sizden bilgilerinizi almak istiyorlarsa da bunu zorla yapmazlar, biz kendimiz seve seve veririz. Bizim arkadaşımıza gönderdiğimiz mesajlar emin olun bu adamların hiç mi hiç umurunda değil.

            Bunu yapmalarının 1. Nedeni para dedik, ikinci nedeni ise toplum mühendisliği çalışmaları. Bu toplum mühendisliği sayesinde kitleleri kendi istedikleri şekilde kontrol etmek ve dizayn etmek. Bunu da önceki yazımda 2016 Amerika seçimleri üzerinden anlatmıştım.

            İnternet çok büyük bir nimet, ama yan etkileri de çok büyük. Bu internet dünyası ve teknolojiler büyüdükçe yan etkileri de büyüyecek. Bundan kaçış yok, Hepimiz aynı gemide olabiliriz, ama dümeni kullanan bir kişi var. O nereye sürerse oraya gideceğiz belli. Bu sanal dünya gemisinin dümeninin başında da büyük baronlar var, ana karakterlerimiz. Onlar ne isterse er ya da geç gerçekleşiyor. Benim, sizin bunlardan haberinizin olması, bunları biliyor olmamız pek bir şey değiştirmiyor açıkçası.Dumanla da haberleşecek değiliz.O yüzden bu sanal dünyanın en iyi yan karakter performansları bize ait. O zaman dans ehehehe.

       

        

Yorum Gönder

0 Yorumlar