Kader Konusu ve Özgür İrade


Kader konusu nedir ? Kader varsa ve Allah bunu biliyorsa biz niye imtihan ediliyoruz ? Özgür irade bunun neresinde ?

Kader konusu en çok tartışılan konuların başında geliyor. Evet Kur'an da kader konusu vardır ama bunun izahları peygamber döneminden beri süregelmektedir. Kader konusuyla ilgili bir çok görüş ortaya konmuştur. Şimdi bu birçok görüş üzerinden bakarsak, ya da o yorumlardan istediğimizi seçer alırsak, kendi kendimizi kandırmış oluruz. Çünkü bu konuda gerçekten insanları deist ya da ateist olmaya götürecek görüşler de vardır. Kuran bizim tek kaynağımız ise, o zaman kader konusuna da sadece Kuran kaynaklı bakmak en iyisidir.

Kuran'da kader konusu bazı din bilginlerinin anladığı gibi alın yazısı olarak geçmemektedir Çünkü kader konusunu bir alın yazısı olarak düşünürsek hem Kuran'la çelişmiş oluruz hem de özgür irade kavramını koyacak bir yer bulamayız.

'De ki; Gerçek Rabbinizdendir. Dileyen inansın, dileyen inkar etsin...' (Kehf, 29). Alın yazısı olarak kullandığımız zaman, bizim dileme özgürlüğümüz de ortadan kalkmış olur. Oysa Kehf suresinde  Allah inanıp ya da inkar etmenin kişinin dilemesine bağlı olduğunu apaçık şekilde göstermektedir.

Peki Kader kelimesi nedir ? Kader kelimesi Kuran'da ölçü ve kural olarak geçmektedir. Kader kelimesinin geçtiği bir kaç ayete bakalım ;

"Muhakkak ki Biz her şeyi bir kaderle (bikader) (bir ölçü, kanun ve nizama göre) yarattık." ( Kamer, 59 )

".....Her şeyi yaratıp nizam veren ve her şeyin varlığını bir ölçüye (kadderehu) göre belirleyen O'dur." (Furkan,2 )

Daha bunun gibi ayetlerde Allah'ın evrene dünyaya koyduğu ölçü, kanun, nizam olarak geçmektedir. Demek ki Kuran'da kader kelimesi alın yazısı olarak kullanılmamaktadır.

O zaman Kader varsa Allah bunu biliyorsa biz niye imtihan ediliyoruz sorusundaki kader kelimesi yanlıştır. Soruyu şöyle düzeltelim ve ona göre bir yorum yapalım. Allah bu dünyada bizim yapacaklarımızı biliyorsa, o zaman niye imtihan ediliyoruz ? Yani şöyle bir örnekle;  hiç kimsenin olmadığı bir yerde  bir cüzdan bulduk, eğer bu cüzdanı alacağımı Allah biliyorsa, ben niye imtihan ediliyorum, bilmiyorsa demek ki Allah her şeye gücü yeten bir yaratıcı değil.

Sorunun kısaca cevabı evet Allah senin o cüzdanı alıp almayacağını biliyor. Fakat Allah'ın bunu bilmesi zamandan münezzeh olduğu içindir, şimdi zamansız  bir varlığın zamana bağlı bir varlık tarafından idrak edilmesi  güçtür. Çünkü zaman bizim içindir, bizim için önce ve sonra kavramı vardır. Ama zamandan münezzeh olan bir yaratıcı için önce ve sonra kavramı, dünya yaratılmadan öncesi ve kıyamet sonrası diye bir kavram söz konusu değildir. O herşeyi "An" gibi görendir bilendir. "Yaptığımız şeyleri Allah öyle yazdığı için değil; biz dünya hayatında onu yaptığımız için biliyor." Yani Allah öyle yazdığı için biz o davranışları yapmaya zorlanmıyoruz. Buradaki ayrımı kavrayabilmek sorunun çözümü için önemli bir noktadır.

İlmin doğasına dair şöyle bir söz vardır, "İlim maluma tabidir. İlim ve kudret iki farklı sıfattır yani bilmek bilinen şeye bağlıdır ve bilen bildiği herşeyi icade mecbur değildir."

tren2_opt

Şöyle bir örnek verelim, bir tepenin üzerine oturmuşuz, tepenin sağından bir tren, solundan bir tren geliyor olsun iki tren de aynı ray üzerinde hareket ediyor, tepeden gördüğümüz kadarıyla iki tren çarpışacak, ve biz bunu hemen  kalem çıkararak trenlerin çarpışacağını bir deftere yazdık. İki dakika sonra trenler çarpıştı ve biz makinistlere gidip ben sizin çarpışacağınızı bu deftere yazmıştım desek, makinistin bize "sen böyle  yazdığın için çarpıştık" deme hakkı var mıdır ? Burada ilim bizim onu deftere yazmamız, malum ise trenlerin çarpışacağıdır. Yani ilim Maluma tabidir. Allah'ın zamandan münezzeh olan bilgisi (ilim) de, bizim bu dünyada yaptıklarımızı bildiğindendir.(malum).Bunun örnekleri çoğaltılabilir, 20 yıl sonrasının güneş tutulmasını bugünden not etmemiz, o gün güneşin biz not ettiğimiz için tutulacağından değildir.

Şimdi başka bir paralel konuya geçelim. Madem Allah zamandan bağımsız olduğu için herşeyi biliyor ve kimin ahirette nereye gideceğini biliyorsa, bildiği bir şeyden dolayı niye insanları bir sınava tabi tutuyor ? Direk cennette ya da cehennem de yaratsaymış ya ?

Çünkü orada da inkar edecekler :)

"O der ki: "Rabbim, beni neden kör haşrettin, ben gören biri idim? Allah buyurur: "Ayetlerimiz sana geldiğinde sen böyle unutmuştun; bugün de sen aynı şekilde unutuluyorsun." ( Taha,125-126 )

İşte böyle inkar edecekler. İnsan kendi iradesiyle bu dünya hayatında yaptığı eylemlerin suçunu Allah'a yükleyecek ben gören biriydim beni neden kör ettin diye soracak ? Ya da direk cehennem de yaratılsa bu sefer beni dünyaya göndermedin ki ben orada olsam iman edenlerden olurdum diyecektir. Vicdansız ya :)

Peki özgür iradeye karşılık kadercilik anlayışını ilk ortaya atan kim ? Tabiki Şeytan'ın ta kendisi.  Şeytan Kuran'dan anladığımız kadarıyla özgür irade ile vermiş olduğu kararın sorumluluğunu Allah'a yükler.

'Beni saptırmana karşılık, onlar için senin dosdoğru yolun üzerine sinsice oturacağım.' ( Araf, 16)

Dedi ki: 'Rabbim, madem beni yoldan çıkarttığın, onları yeryüzünde ayartıp topluca saptıracağım.' (Hicr, 39 )

Şeytan burada özgür iradesi ile vermiş olduğu bir kararın ( Adem'e secde etmemesi) ahlaki sorumluluğunu kendisi üstlenmemiş, tam tersine bu sorumluluğu "Madem sen beni yoldan çıkarttın ..." diyerek Allah'a yüklemiştir.

Ama aynı durumda Adem yapmış olduğu hatanın ( yasaklı ağaç ) sorumluluğunu Allah'a yüklememiş, kendi nefsine yüklemiştir. Ve bu sorumluluğun karşılığında ona öğretilen kelimelerle Allah'tan af dilemiştir.

"Ey Rabbimiz, dediler, öz benliklerimize zulmettik. Eğer bizi affetmez, bize acımazsan elbette ki hüsrana uğrayanlardan olacağız." ( Araf, 23)

Cahiliye dönemi araplarının da yaptığı şey aslında Şeytan'ın yaptığından daha farklı değildi.

Ortak koşanlar, 'ALLAH dilemeseydi, ne biz, ne atalarımız ortak koşmaz ve hiç bir şeyi de haram etmezdik,'  diyeceklerdir..........." (Enam, 148)

O dönemde Allah'a ortak koşanlarda yanlışlarının sebebini yine kadercilik anlayışıyla Allah'a yüklemişlerdir.Şeytanın aynen yaptığı gibi.Oysa ayetin devamında Allah şöyle diyor ;

.........Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar aynı şekilde yalanlamışlardı............ ( Enam,148)

Ayetten anlıyoruz ki Müşriklerin "Allah istemeseydi biz ortak koşmazdık, atalarımız da" sözünü Allah ayetin devamında bir yalanlama olarak nitelendiriyor. Ama ayet daha bitmiyor, ayetin devamında;

......De ki: 'Yanınızda bize göstereceğiniz her hangi bir ilim var mı? Siz ancak zanna uyuyorsunuz ve siz sadece tahminde bulunuyorsunuz.'(Enam, 148)

Müşriklerin o şekilde düşünmeleri bir ilme dayanmıyor, sadece zan üzerinden tahmin üzerinden bu şekilde düşünüyorlar. Hani ilim önemliydi, ilim zan üzerine kurulabilir mi ? Peki bugün hala bu şekilde diyebilenlerin yanındaki ilim ne ?

Bir sonraki Ayette'de şöyle buyuruyor Allah ;

De ki: 'En güçlü delil ALLAH'ındır. Dileseydi, elbette hepinizi doğruya ulaştırırdı.' ( Enam, 149 )

Müşriklerin o şekilde düşünmelerini, yani Allah öyle istediği için Allah'a ortak koştukları iddiasını, Allah bir yalanlama olarak bildiriyor.Aslında müşrikler kendi özgür iradeleri ile Allah'a ortak koşuyorlardı. Buna karşılık Allah bir sonraki ayetinde  "Allah isteseydi hepiniz iman ederdiniz" ayetini getiriyor. Yani Allah öyle bir düzen getirirdi ki bu bir imtihan sistemi olmaz, size özgür irade de vermez ve sizin inkar etme şansınız bile olmazdı. Yani müşriklerin inkar edebilmesi bile Allah'ın verdiği özgür irade sayesindedir., yoksa Allah istese sizi cebretmeye de gücü yeterdi. Şimdi bu açıklamadaki bağı bir başka çok istismar edilen ayetle kuralım,

"Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe, siz dileyemezsiniz" (Tekvir, 29)

Allah özgür iradeli insanları dilemeseydi, bizim dileme, isteme ya da reddetme şansımız bile olmazdı. İlk önce Allah özgür iradeli insan diledi ki biz bu özgür irademiz sayesinde birşeyler dileyebilelim. Yoksa Allah bize öyle bir yaratırdı ki bizim dileme şansımız bile olmazdı. Bu ayetleri yanlış yorumladığımız zaman insanın fiillerini önemsizleştirmek oluyor ki bu da bir nevi kaderi tanrısallaştırmaktır. Ya da buna benzer bir başka ayette ;

Allah'ın izni olmadıkça hiçbir benlik iman edemez. Allah, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır. (Yunus, 100)

Buradaki dilemek aslında insanların büyük çoğunluğunun anladığı gibi, Allah'ın bir insanı iman etmesini dilediği için o insanı iman etmek zorunda bırakması değil, Allah'ın o kişinin özgür iradesi ile iman etmeye yönelmesini dilemesidir. Yani insanın özgür irade ile hareket etmesini dilemesi.. Çünkü ayetin devamında Allah aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır diyor. Çünkü insanın aklını kullanarak özgür iradesi ile imanı tercih etmesi lazım.

Tabi bu ayetleri değerlendirirken;

Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başkası yoktur. (Necm,39)

‘De ki; Gerçek Rabbinizdendir. Dileyen inansın, dileyen inkar etsin…’ (Kehf, 29)  gibi ayetleri de bu bağlamda özgür irade kavramı ile değerlendirmek Kuran'ı bir bütün olarak anlamak önemlidir. Bu ayetlere de bakarak yukarıda verdiğimiz ayetleri (Enam,148-149, Tekvir, 29, Yunus, 100) çok daha rahat bir şekilde anlayabiliyoruz.

Zaten bizdeki büyük sıkıntı Kuran'ı bir bütün olarak anlamak yerine, hatta ayetleri bile kendi içinde bir bütün olarak anlamak yerine, bağlamdan kopartıp tek başına kullanmaktır. Hatta en büyük sıkıntı Kuran'ı biz anlayamayız, alimler anlar bize öğretir felsefesidir. Kuran İslam dini açısından tek kaynaktır, bunun yanında bir başka kaynağı Kuran'ın yanında bir görmemeliyiz. Kadercilik konusunda çıkan tartışmalarda Kuran dışındaki kaynaklardan dolayı çıkan tartışmalardır. Şu kişiye göre, bu alime göre kavramları yerine, Kuran'a göre kavramını kullanmak dini anlamak açısından en önemli öğedir.

Özetle Kader kelimesi Kuran'da "Alın Yazısı" şeklinde kullanılmamakta, Allah'ın bu evrene koyduğu ölçü, yasa, ve nizam olarak  kullanılmaktadır. Özgür irade de Allah'ın insanlara dileyerek vermiş olduğu bir nimettir. İnsanların kimisi inanıyorsa ve kimisi inanmıyorsa özgür irade kavramının olmaması imkansızdır.  Yapmış olduğumuz davranışların sorumluluğunu Allah'a yüklemek ne yazık ki 1400 yıl önce de aynıydı şimdi de aynı. :)

Yorum Gönder

0 Yorumlar