Bağlanmaycaksın

   
         
           Can Yücel'in "Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne" diye başlayan bir şiiri vardır. İlk kez okuduğumda beni çok fazla etkilemişti. Doğruydu çünkü, bağlandığımız her şey, bir gün ondan vazgeçtiğimizde bizi yaralar, içimizi kanatır. Bu bağlandığın kadar yaşadığın bir acıdır, ne kadar çok bağlıysan acının miktarı da o kadar fazla olur. Şiiri okuduğunuzda "evet tam benim düşüncelerimi yansıtmış"," şerefsizim benim de aklıma gelmişti dersiniz" Bak dostum bu hayatta herkes, milyonlarca duyguyu yaşıyor, senin yaşadığın duyguları sanıyor musun ki bir başka kişi de yaşamıyor. Sen de bunu yazıya, şiire döksen, senin yazın ya da şiirn içinde de kendini bulacak insanlar olacak.. Ben de ilk okuduğumda şiiri, lan tam da aklımdan geçenleri yansıtmış demiştim.Ama milyonlarca kişinin aklından geçen de belki oydu. Yalnız durup şiir üzerinde biraz düşününce romantik bir şiirden başka birşey olmadığını anlıyorsun. Gerçekçilikle pek de alakası yok. Akşam yastığa kafamızı koyduğumuzda düşündüğümüz toz pembe hayallerden bir parça gibi, o hayallerle uyursun, ama sabah o alarm çaldığında hayatın tüm çıplaklığıyla karşı karşıyasındır.Şiiri okuyup bitirdikten sonra da hayatın gerçekleriyle yüz yüze kalırsın yine. Çünkü bağlanmayacaksın diye okuduğun şiir, hayatında bağlandığın herşeyin farkına vardırır seni. Hayatımız birşeylere bağlanmakla geçiyordur oysa. Oyuncak motor diye bir yazı yazmıştım blog'da, taaa  küçük yaşlardan itibaren bir şeylere bağlanmıştık oysa. Nasıl bağlanmayalım lan, daha doğduğumuzda annemize muhtaç doğuyoruz, ilk bağlılığımız ona karşı oluyor. Büyüdükçe biriktiriyoruz bağlandıklarımızı, kocaman bir yığın oluyor en sonunda. O kocaman yığından bir şeyler eksilse de, hemen yenilerini ekliyoruz üstüne. Çünkü garip bir varlığız işte, duygularımız her zaman aklımızdan daha çok işliyor, daha çok işlediği için aklımıza karşı daha üstün oluyor. Çocukken oynadığım o küçük mavi motorumu kaybettiğimde içime oturan o öküz, bugün yine bir şeyleri kaybettiğimde yine içime oturuyor.Ondan sonra biri çıkıp diyor ki seni öldürmeyen şey güçlendirir, seni öldürmeyen şey seni güçlendirmez dostum, bu son derece o.ç bir yalandır. Seni öldürmeyen şey senden her zaman bir şeyler götürür. Hayat gerçeklerle baş edebilenlerin oyunu, süslü sözcüklerle kendi kendine kandırdığın bir oyun değil malesef. Gerçeklerle baş edemediğin anda kendine yalanlar üzerine bir kule kurarsın.

           İki gün önce, bağlandığım bir başka oyuncağımı daha kaybettim. 4 senelik gözüm gibi baktığım arabamı sattım. Sattıktan sonra anladım ki o öküz yine oturacak içime. Çok da bekletmedi saolsun öküz, ertesi günü evden çıkarken arabanın anahtarını aramaya başladığım ve bir gün öncesinden onu sattığım aklıma gelince, hiç kapıyı çalmadan geldi öküz oturdu içime yine :) Ne var lan bunda bir araba işte diyip geçiyorsun, sonuçta bir demir yığını. Ama senin hayatının içine girdiyse, ve sende bir yer edindiyse onu bırakıp atman da kolay olmuyor.İster demir yığını dediğin araban olsun, ister küçük bir oyuncak motor. hadi eyvallah -

       

Yorum Gönder

0 Yorumlar